Sığacık (Teos)

Sığacık (Teos)

Nisan 2015 ‘de eşimle bir bahar gezisi yapmaya karar verdik, İzmir ve çevresindeki köy ve kasabaları gezelim dedik. En beğendiklerimden olduğu için  İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı 5 km. uzaklıktaki çok şirin bir Ege kasabası olan Sığacık’la başlamak istedim. Seferihisar Türkiye'nin ilk yavaş şehri (cittaslow) olmak için  başvuruda bulunmuş ve başvurusu kabul edilmiş. Yavaş şehirler dünyada yeni gelişen bir trend. Hızlı tempodan uzaklaşmak isteyenlerin arayışıyla başlamış bir akım.  Kültürel ve tarihi değerlerin korunması, enerji tasarrufuna önem verilmesi, yerel yiyeceklerin korunması gibi kriterlere sahip olmak gerekiyor yavaş şehir seçilebilmek için. Çevresindeki köy ve kasabaların da iyi korunmuş olması gerekiyor. Sığacık, Seferihisar'ın çok önemli tarihi özelliklerine sahip küçük bir kasabası.

Sığacık’a girdiğinizde gözünüze ilk çarpan kale. Sığacık kalesi  gerçekten görülmeye değer. Olabildiğince korunmuş bu kalenin içindeki daracık sokaklarda,  eski taş evlerde ya da yenilenmiş  yapılarda yerli halkın oturduğu ve yaşamlarını sürdürdüğü  çok ilginç bir yerleşim. Pazar günü biz gittiğimizde kalenin içinde pazar kurulduğunu gördük. Yurtiçinde  ya da yurtdışında en sevdiğim şey yerel  pazarları gezmektir. Gezdiğim tüm pazarların içinde Sığacık pazarını birinci sıraya yerleştirdim. Ömrümde bu kadar şirin bir pazar görmedim..Ege bölgesine has otların, sebze, meyvenin  dışında inanılmaz güzellikte ev yapımı yemeklerin ve tatlıların satıldığı, içinde kafe ve restoranların  bulunduğu başka bir pazar yoktur sanırım. İki gencin  de müzik yaparak renk kattığı nadir pazar yerlerinden biri. Yakınlarımızda böyle bir yer olmasını gerçekten çok isterdim.

Çok önemli bir tarihe sahip. Sığacık’ın bir kilometre güneyinde deniz kenarında bulunan Teos antik şehri  M.Ö. 1000 yıllarında İon kolonisi olarak kurulmuş, şehirde Hellenistik ve Roma dönemi kalıntıları bulunmakta. Dionysos için yapılmış en büyük tapınak Teos’da imiş. Antik şehre girdiğinizde sütun başları gibi antik kalıntıların yol üstünde tamamen sahipsiz olduğunu görüyorsunuz, ne bir tel örgü ne bir bekçi. Biraz ilerleyince antik limana varıyorsunuz, deniz kenarında kalıntıları görüyorsunuz ve böyle değerli bir antik şehrin bu kadar başıboş bırakıldığına gerçekten üzülüyorsunuz.

Sığacık’da bize çok ilginç gelen balık mezatı oldu, balıkçılar açık artırmayla restoranlara balık satışı yapıyordu. Sığacık zaten balığıyla ünlü, mezattaki balıklar görülmeye değerdi. Sahilde güzel balık restoranları var. Birkaç otel ve pansiyon da  var. Merkezde limandan dolayı denize girecek pek yer yok, ancak üç kilometre ileride Akkum plajından denize girebilir. Sığacık bence çok keşfedilip kalabalık bir turistik mekan olmadan  gezilip görülecek olağanüstü güzel Ege kasabalarından biri.